Cumhuriyet TarihiTürk Savaş Tarihi

Başkomutanlık Meydan Muharebesi Büyük Taarruz Hakkında Tüm Bilgiler

Başkomutanlık Meydan Muharebesi Öncesinde Yaşanan Gelişmeler

Ankara hükümeti, 15 Eylül 1921’den itibaren seferberlik ilan etmiş ve 1899, 1900 ve 1901 doğumluları silahaltına alarak, orduda bulunan asker eksiğini tamamlamıştı. 20 Ekim’de Fransızlarla yapılan anlaşmanın sonucunda, Türk birlikleri Fransızlardan önemli miktarda mühimmat ve silah desteği almıştı. Ayrıca Sovyetler Birliği tarafından sağlanan mali yardım da ordunun teknik olarak geliştirilmesini sağladı. Bu gelişmelerin neticesinde Batı Cephesinde bulunan asker mevcudu 208.000 kişiye ulaşmış; cephane, yiyecek ve giyecek durumu ise yeterli düzeye getirilmişti.

Genel taarruzun hazırlıkları ise Haziran 1922 civarında başladı. Mustafa Kemal’in Akşehir’e gelerek komutanlarla gerçekleştirdiği toplantının sonucunda, 26 Ağustos taarruz tarihi olarak belirlendi. Yapılan plana göre saldırılar, Afyon’un güneyinden Dumlupınar’a doğru baskın bir şekilde başlatılacak ve ardından düşman meydan savaşına zorlanarak, kuvvetleri topyekûn imha edilecekti. 

Yunan tarafında ise Afyon müstahkem bir mevkii haline getirilmişti. Şehir makineli tüfek yuvaları, tel örgüler ve topçu mevzileriyle takviye edilmişti. Ayrıca eğer bir geri çekilme hali hâsıl olursa diye, Afyonun kuzeyindeki İlbulak Dağı ve Dumlupınar-Toklusivrisi hatlarında başka mevziler hazırlanmıştı.  Tüm bunların yanı sıra İzmir, Afyon ve Eskişehir demiryolu hattı ile Mudanya iskelesinin Yunan birliklerinin elinde olması, kullanılan keşif uçakları, 4000 civarı kamyon ve otomobil Yunan ordusuna önemli bir lojistik avantaj sağlıyordu. Taarruz öncesinde Yunan kuvvetlerinin mevcudu 300.000’i buluyordu ve bunların 225.000’i Anadolu topraklarında mevzilenmişti.

Büyük Millet Meclisi ordusunun mevcudu ise 12.000 süvari, 88.000 piyade ve 137 toptu. Ayrıca Yarma bölgesinde 3 Süvari ve 8 Piyade tümeni olmak üzere 100.000 üzerinde bir Türk kuvveti konuşlandırılmıştı.

Başkomutanlık Meydan Muharebesi

Taarruzun 26 Ağustos sabahı 4.30 civarında başlaması planlanıyordu, fakat aşırı sis nedeniyle Türk birliklerinin saldırıları ancak 5.30 civarında başlayabildi. Yaklaşık olarak yarım saatlik yoğun bir bombardıman saldırısı ile Yunan kuvvetlerinin ön saflarında bulunanmakineli tüfek mevzileri ve topçu gözetlemesi kullanılamaz hale getirildi. Piyade taarruzu ise saat 6.00 civarında başlamış ve kısa sürede gelişerek Kalecik, Belentepe ve Tıknaztepe’nin alınmasıyla sonuçlanmıştı.

Bundan sonra gerek arkadan gelen Yunan takviye birliklerinin direnci, gerek Sincanlı mevkiinde mevzilenmiş Yunan topçu birliklerinin yoğun ateşi, taarruzun ivme kazanmasını engellemiş, saldırılar öğlene doğru yavaşlamış ve ardından tamamen durmuştur. Bunun ardından gerçekleşen Yunan karşı taarruzu ile Türk orduları Tıknaztepe’den geri çekilmiş ve iki taraf arasında akşam saatlerinde bir denge oluşmuştur.

Saat 18.00 civarında 5. Süvari Kolordusu, Yunan cephesinin arkasına sızmayı başarmış ve böylece Yunanlar İzmir-Afyon bağlantısını kaybetmişlerdi. Bu gelişmeyle birlikte İzmir’de bulunan Başkomutanlık Karargâhının, cephede bulunan askerlerle iletişim kurma imkânları kalmamıştı.

Topların ileri mevzilere taşınmasıyla Türk ileri taarruzu, kısa süre içinde Kurtkaya, Erkmentepe ve Tınaztepe’nin ele geçirilmesiyle sonuçlandı. Gerçekleşen çatışmalar esnasında Yunan 1. Piyade tümeni ağır kayıplar verdiği gibi, 4. Piyade tümeni de neredeyse tamamen dağılmıştı. Yunan cephe hattının yarılmasıyla Türk birlikleri Sincanlı Ovasına inmiş ve telaş içerisinde geri çekilen Yunan birliklerini takibe başlamıştı. İkiye bölünmüş bir vaziyette geri çekilen Yunan orduları, İzmir’e yönelmek yerine, ulaşım altyapısı yetersiz durumda olan Kuzeydoğu yönünde ilerlemiş ve Afyon-Döğer hattını terk ederek, İlbulak Dağı’nda yeniden mevzilenmişti. Hattın diğer tarafında kalan General Frangu’nun birlikleri ise Dumlupınar civarına çekilmeye başlayınca, Yunan orduları arasındaki idare ve sevk bütünlüğü tamamen bozulmuştu.

28-30 Ağustos tarihleri arasında geri çekilmekte olan Yunan birlikleri ile onları takip eden Türk birlikleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış, Yunanların, Türk takibinden kurtulamamaları, yeniden mevzilenmelerini zorlaştırmıştı. En nihayetinde 30 Ağustos’ta akşam saatlerine kadar devam eden ve bugün tarihçiler tarafından Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırılan şiddetli çatışmalarda Yunan birlikleri imha edilmiş ve tamamen dağıtılmıştır. Aynı gün içerisinde Türk orduları Kütahya’ya girmeyi başarmıştır.

Gece karanlığından faydalanan General Trikupis ve 10.000 civarında askeri ilk girişimlerinde kaçmayı başarmış olsalar da 2 Eylül’de, Uşak’taTürk birliklerine teslim olmak zorunda kalmışlardı.Bundan sonra savaş tamamen bir kaçma-kovalamaya dönüşmüş, 9 Eylül tarihinde İzmir ve 17 Eylül tarihinde ise Bandırma’da bulunan Yunan askerlerinin tahliyesiyle tamamen son bulmuştur.

Savaşın Ardından Yaşanan Gelişmeler ve Başkomutanlık Meydan Muharebesinin Sonuçları

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin ardından Yunan ordusunun ana kuvvetlerini oluşturan 6. Piyade tümeni ağır kayıplar vermiştir. Bunun dışında Yunan ordularının kayıp sayısı 100.000’in üzerindeydi. Buna rağmen Yunan çekilmesi sırasında yaşanan yakıp yıkma olayları nedeniyle Batı Anadolu büyük ölçüde tahrip olmuştu.

Çanakkale’de ve Sakarya’da gerçekleşen zaferler, Türk ordularının savunma durumunda olduğu savaşlardı. Büyük Taarruz yaklaşık 200 yılın ardından Türk ordusunun kazandığı ilk taarruz savaşı olmuştur.  Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Yunan birlikleri topyekûn imha edilmiş, 150.000 kilometrekare civarındaki büyük bir alan, 14 gün gibi oldukça kısa bir sürede geri alınmıştır.  Zaferin sonucunda Yunan işgali son bulmuş ve böylece Kurtuluş Savaşı askeri ve siyasi anlamda amacına ulaşmıştır.

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, Ankara Hükümeti’ne Lozan’da büyük bir avantaj sağlamış, mevcut askeri durumun aleyhte bir pazarlık kozu olarak kullanılmasına engel olmuştur. Eğer taarruz gerçekleşmeseydi, Yunan orduları İzmir’e çekilebilecek ve Ayvalık ile İzmir’deki durum İtilaf Devletleri tarafından pazarlık kozu olarak kullanılabilecekti. Mustafa Kemal’in elde edilen başarı üzerinde büyük etkisi olmuş ve önderliği bu savaşla pekişmiştir. Zaferin ardından günümüze kadar ulaşacak olan Cumhuriyet’in temelleri sağlam bir şekilde atılmıştır.

Melike Cezayiroğlu

Hacettepe Üniversitesi'nde Pazarlama Yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Sosyal Medya Pazarlama Uzmanı olarak bir ajansta görev almıştır. 2020 yılından itibaren Webional ve Seotional içerik sitelerinde Dijital İçerik Yöneticisi olarak görev almaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu